Öğrencimiz Onur Mavi, University of Stirling’de aldığı master eğitimine dair izlenimlerini, hem başvuru süreci hem de oradaki kazanımları ile bizlerle paylaşıyor.
Gaziantep’ten herkese selamlar. Ben,Gaziantep Barosu’na kayıtlı Av.Onur MAVİ. Eylül 2021 itibariyle University of Stirling’de International Energy and Environmental Law alanında yüksek lisans eğitimimi sürdürüyorum. Bu yazımda sizlere yurtdışı yüksek lisansına giden yoluma dair kapsamlı bir değerlendirme yapıp, benden sonra aynı yolu tercih edecek arkadaşlara yol gösterici tavsiyelerde bulunmaya çalışacağım.
Öncelikle 2017 yılı İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Bölümü mezunuyum, mezuniyeti takip eden yılda 1 yıllık mesleki stajımı tamamlayıp avukatlık ruhsatını aldıktan sonra 1 yıl da yedek subay olarak Antalya’da askerlik görevimi ifa edip çok arzu ettiğim için yurtdışı yüksek lisansı hedefim için hazırlıklara başlamış oldum.
IELTS ve Üniversite Tercihi
IELTS adındaki yurtdışına gidiş biletinin yazılı reçetesiyle yolumun kesişmesi tam olarak Antalya’dan terhis olmama yakın Ocak 2020’ye dayandı. O tarihten itibaren sıkı bir şekilde sınavı oluşturan 4 alana da çalışmama rağmen ansızın patlak veren CV-19 krizi tüm iş sektörlerinde olduğu gibi sınava çalışan beni ve benim gibi onbinlerce kişiyi de etkilemişti. Nitekim,Antalya’daki eğitimim pandemi şartlarından dolayı yarım kaldı ve Mart 2020’den Mayıs 2020’ye dek çalışmalarımı bireysel sürdürdüm. Antalya’da çalıştığım kursun online ders verebilmesi neticesinde bu aydan Temmuz ayına dek tekrar çalıştık. Temmuz ve Ağustos sonu Adana’da girmiş olduğum IELTS’lerin her ikisinden de çok arzu etmemize ve akabindeki sınav sonucu itirazlarına rağmen 6.5’u ilk denememde küsüratla kaçırmak beni mental anlamda çok yıpratmıştı,ikinci denemede bilhassa konuşma sınavında daha soğukkanlı olsam da yine 6.0 notunu alınca daha fazla hem kendimi hem de karşı tarafı yıpratmamak için kursa devam etmeme kararı aldım.Girmiş olduğum son sınava yaptığım itirazda da bir önceki gibi genelde 1.0 bant puan artsa da 6.5 seviyesine tekabül etmediği için Eylül 2020 itibariyle IELTS 6.0 puanıyla direkt girebileceğim üniversitelerin listesini çıkarmaya koyuldum. Gerek ailemdeki gerekse de yakın çevremdeki avukat yakınlarımın görüşünü ve Birleşik Krallıkta yüksek lisans eğitimi almalarını dikkate alarak 2018 yılında yine yüksek lisans yapmak amacıyla bulunduğum İskandinav ülkelerinden (Norveç=University of Oslo, İsveç= Lund University) Birleşik Krallık ülkesine rotamı kırdım, nitekim 6.0 puanla girebileceğim yegane ülke de sadece Birleşik Krallıktı. Akabinde toplamda 12 tane üniversite belirledikten sonra sonraki adım beni hayalime taşıyacak bir yol arkadaşı edinmekti.
British Side
Bu bağlamda yapmış olduğum araştırma neticesinde British Side’in bu tanıma en uygun kurum olduğu noktasında emin oldum ve kendileriyle çalışma noktasında resmi adımları atmış bulundum. Sürecin hemen başında çok yakın bir arkadaşım sayesinde kendimi bir anda doğru adreste bulduğuma dair çok güçlü bir kanaate vardım. Nitekim, yapmış olduğum 12 üniversitelik listeyi 10 üniversite olarak revize edip listemdeki tüm okullar çin yardımcı olabileceklerinin müjdesini verdiklerinde yaşamış olduğum heyecana tanıklık etmenizi isterdim. Akabinde bir bir resmi başvuru için gerekli olan diploma,özgeçmiş gibi demirbaş evrakların yanında niyet mektubu, işveren ve akademik referanslar gerekiyordu.
Niyet mektubu noktasında da özgeçmişimi hazırlamada olduğu gibi British Side ekibi etkili bir yazı olması hususunda bana yol gösterici oldu. Ben de onların tavsiyelerini dikkate alarak başkalarının yazmış olduğu sıradan bir niyet mektubundan ziyade bütünüyle özgün tamamen kendi kariyer planlarımı ve seçmiş olduğum okulun ve bölümün kariyer planıma olan uygunluğunu ve hedeflerime giden yoldaki etkisini ön plana çıkaran ne çok süslü ne de çok klasik olan ayrı ayrı yazılar hazırlamaya gayret ettim. Akabinde de seçtiğim bölümle alakalı İzmir Ekonomi Üniversite’sinde ders aldığım hocaların, mümkünse bir Prof. bir Doç. olmak üzere her okul için seçtiğim bölüme uyacak şekilde belirleyip, işverenimden de çalıştığım süre zarfında edindiğim tecrübe ve katkılarıma dair referans mektubunu teslim aldıktan sonra süreç British Side sayesinde daha hızlı ilerledi. Toplamda 9 okula başvurmaya karar vermiştik ve de her başvuru sonucunda bana an be an bilgi aktarımı yapılıp, 2-3 günde tüm başvuruları tamamlayıp bekleme aşamasına geçeceğimiz söylenmişti. Devam eden süreçte 1 hafta geçtikten sonra müjdeli haber Cardiff’ten, South Wales’den gelmişti.Listemizin altlarında yer almasına rağmen gelen şartsız kabul bir anlamda yurtdışına gidişimi müjdelemesinden ötürü hepimiz için dönüm noktasıydı. Ardından diğer okullardan da kabuller ardı ardına gelmeye devam etti.(Toplamda 7 kabul,2 ret aldık.) Ben şahsen, IELTS notum 6.0 olmasına rağmen 2.27’lik diploma notumdan ötürü hiçbir okuldan kabul alamayacağımı düşünüp karaları bağlamıştım; ancak hem British Side ile kurmuş olduğum çok düzgün ve iyi ilişkiler hem de kendilerinin başvuru sürecini izleyen zaman zarfındaki engin tecrübeleri, üniversitelerle diyalogu çok aktif tutmalarının edindiğimiz mucizevi başarıda büyük etken olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar gelen kabuller bizi çok mutlu etse de listemin tepesindeki University of Stirling’den 2 ayı aşkın bir süredir cevap gelmemesi beni çok üzmüştü.Nitekim okul kanadından da CV-19 dolayısıyla sürecin ağır gidiyor olduğu bilgisini aldıktan sonra British Side aracılığıyla üniversiteyle sıkı kontak kurmaya devam ettik ve nihayetinde 4 Aralık 2020 akşamı,başvurudan yaklaşık 3 ay sonra hem şartsız kabul hem de yüzde 25 burs alarak bir noktada hedefi tam isabet tutturmuş olduk. O gün hayatımın en özel belki de son yıllarda en mutlu olduğum anlardan birisiydi,başrolü de ne mutlu ki British Side oynuyordu.
CV-19’un Ocak 2021 itibariyle İngiltere özelinde en kötü noktada olması yanında Stirling’deki programın Eylül 2021’de başlamasından ötürü yaklaşık 8-9 ayımın boşa gitmesi üzücü bir hadise olmuştu. Her şeye rağmen yaz itibariyle Birleşik Krallık genelinde pandeminin seyrinin iyiye gitmesi, hayallerimi daha fazla ertelememin önüne geçti. Nihayetinde yeniden British Side yetkilileriyle bir araya gelip bu kez Birleşik Krallık Öğrenci Vizesi başvurusu için yapılması gerekenleri görüşüp, işbirliğimize devam ettik. Bu sürecin her anında da her zaman benim yanımda olup, randevu gününe dek süreci benimle beraber takipte kaldılar. Yaklaşık 2 haftalık bir süre sonunda İstanbul Profilo AVM’deki randevunun arından vizem pasaportumla beraber Gaziantep’e varınca artık hayalimi gerçekleştirmeme son bir adım kalıyordu.
Her ne kadar yurtdışına bir anda adapte olmak zor olsa da, Stirling’deki ev karantinam bittikten sonra İskoçya’nın ne kadar doğru bir tercih olduğunu şehrin insanlarının yardımsever, iyiniyetli ve öğrencilere olan sıcak yaklaşımlarından anlayabiliyordum; daha önce yurtdışında sayısız kez bulunmama Birleşik Krallıkta daha önce 2015 yazında Bournemouth’ta 2 ay kalmama rağmen şüphesiz Stirling serüveni bambaşka bir noktadaydı, İngilizcemin de pek iyi olmaması başlarda beni gerek yüksek lisans programımda gerekse de şehre alışmamda zorlu bir engel oluşturdu. Bununla beraber tamamen öğrencilerin bulunduğu bir apartmanda kalmama rağmen yaşıtlarımın nitekim az oluşu bir diğer deyişle undergraduate öğrencilerin fazlalığı sosyalleşmemin önündeki bir başka engeldi. Her şeye rağmen Stirling’den kabul aldığım dönemde katıldığım Friends International platformu sayesinde kemik bir arkadaş çevresi edindim, devam eden aylarda ilgimi çeken ve beni 2018 yılına götüren Nordic Society topluluğuna dahil olup, aylık düzenlenen etkinliklerinde arkadaş ağımı genişletmeye çalıştım. Ara yıl tatili için Türkiye’ye gelmeden önce de yeni bir spor dalı öğrenmenin yanında son 1 ay arkadaşlarımla düzenli futbol oynamaya başladım. Bu bağlamda Ağustos sonundan bugüne gelinen süreçte iyiye giden bir çizgi yakaladığımı söyleyebilirim. Akademik gelişimime geldiğimizde derslerin büyük bir bölümünün dönem başında yüz yüze yapılacağı müjdelenip pek azının yüz yüze gerçekleşmesi büyük bir hayalkırıklığı ve üzüntüye sebep olmuştu; ama CV-19 ile de yaşamak mecburiyeti olduğundan düzene daha iyi adapte olmak için İskoç sınıf arkadaşlarım haftada 10 saat ders çalışıyorsa ben 20 bazen 30 saat ders çalışmaya başlayıp teknik ve akademik anlamda sınıfa yetişip anlatılan dersleri anlamaya gayret ettim. Hayatımın hiçbir alanında online ders almadığım için süreç ilk aylarda beni psikolojik ve mental anlamda yıprattı; haliyle gerek çoğunlukla yalnız kalmam dolayısıyla gerekse de derslerde yaşamış olduğum zorluklardan ötürü dönem ortasında psikolojik destek almaya başladım. Bu süreci izleyen dönemde çok yoğun ders çalışmamın da sonucunda notlarımın daha iyiye gittiğini hatta bir derste sınıf birincisi olunca akademik olarak doğru yolda olduğuma sosyalleşme anlamındaysa gidilecek çok yolum olduğuna kanaat getirdim.
Yazımın son bölümünde size de referans olması için birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Öncelikle ilk kez yurtdışına çıkıyorsanız ya da daha önce yurtdışına çıksanız da bu denli uzun bir süre yurtdışında bulunmadıysanız; aileniz ve yakın arkadaşlarınız haricinde iyi ve kötü gününüzde sizin yanınızda olup, başarılarınızla gurur duyanların sayıca az olduğunun bilincinde olun. Bunun yanında her ne kadar zorlu bir serüvenden geçip bu aşamaya gelseniz dahi sizinle aynı işi yapıp da Türkiye’de zor şartlar altında veya daha farklı standartlarda bu işi yapan meslektaşlarınızın sizi gıpta etmesi bir başka deyişle imrenmesi veya kıskanması sebebiyle sosyal medya kullanımındaki aşırılıklardan kaçının, bırakın yaşanılan güzel anlar sizin hafızanızda kalsın. Türkiye’den, ailenizden, arkadaşlarınızdan ayrı kalmaya; sevdiğiniz yemekleri özlemeye alışın ve gideceğiniz okula gitmeden o şehirde yaşayan arkadaşlar edinmeye çalışın. Her ne kadar Londra merkezli birçok Türk marketi( şarküteri vb.) sizi Türkiye’de yaşıyor hissiyatı verse de yaşadığınız yerin tatlarını keşfetmeye, yeni lezzetler tatmaya gayret edin. İmkanınız ve zamanınız oldukça gezin, yeni ülkeler(İskoçya, Kuzey İrlanda, Galler, İngiltere) ve şehirler görmek sizi derslerinizin yoğun stresi ve sıkıntısından uzaklaştıracağı gibi sizi derslerinize yoğunlaşma noktasında itici güç olacaktır. Son olarak yurtdışında devam ettiğiniz süreçte bu ülkenin ve bölümün sizin kariyeriniz için devam mı yoksa tamam mı niteliğinde olduğunu düşünün ki mezuniyet sonrasında 2 yıl daha kalmak veya Türkiye’ye dönme noktasında daha sağlıklı bir fikir sahibi olabilirsiniz.
Saygılarımla,
Av.Onur MAVİ